Zona hastalığı; tıpta herpes zoster, halk arasında ise daha çok gece yanığı ismiyle bilinir. Zona hastalığının kaynağı çocuklukta hemen hemen herkesin geçirdiği suçiçeği hastalığına da sebep olan varicella zoster virüsüdür.
Zona oldukça ağrılı, döküntülü bir deri hastalığıdır. Ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntüler oluşmasına yol açmaktadır. Hayatının herhangi bir döneminde suçiçeği geçirmiş kişiler zona hastalığına yakalanabilir. Ancak suçiçeği virüsüyle hayatı boyunca karşılaşmamış bir kişinin zona hastalığı geçirmesi mümkün değildir.
50 yaş ve üzeri gruplarda daha sık görülen zona, her yaşta oluşma potansiyeline sahiptir. Suçiçeği geçiren kişilerin vücudundan virüs uzaklaştırılmaz, sadece uyur halde kalır. Zaman içerisinde bu uyuyan virüsün canlanmasını sağlayan herhangi bir etmen, zona hastalığını gün yüzüne çıkarır.
Zona hastalığının en çok bilinen 4 çeşidi vardır:
Göz çevresi, alın ve burun bölgelerini etkileyen bir sinirin zarar gördüğü hastalıktır. Göz kapağında ödem, ağrı ya da kanama görülebilir.
Burun alt kısmı, çene, dudaklar, ağız, dişler gibi bölgelerin mukozalarında farklı yapılar oluşur.
Baş ve boyunda sinir tutulumu ortaya çıkar.
Dış kulak yolunda sinir tutulumu görülen hastalıktır. Kulak ağrısı ve yüz felci gibi sorunlarla karşılaşılabilir.
Pek çok belirti, tanı yöntemi, tedavi yolu bulunan zona hastalığı, günümüzde öldürücü bir hastalık olarak görülmez. Özel Viromed Laboratuvarlarından alınan destekle, hastalıkla ilgili her tür sorun kolayca çözülebilir.
Zona hastalığının başlıca sebebi, vücuda daha önceden giriş yapmış suçiçeği virüsünün ilerleyen dönemde tekrar aktifleşmesidir. Tipik olarak çocukluk ve ergenlikte geçirilen suçiçeği hastalığı iyileştikten sonra virüs vücuttaki yerinin korur.
Hastalık bir virüs sebebiyle ortaya çıkıyor olsa da bu virüs normal şartlar altında vücutta aktif duruma geçmez. Virüsün aktif hale gelmesi ve kişide hastalık oluşturmasında birçok sebep sıralanabilir.
Virüsün hastalık oluşturacak güce kavuşmasında en önemli etken, bağışıklığın zayıflamasıdır. Yaşlanma, kişinin vücudunda üretilen hücrelerin azalması ve hücre ölümlerinin artması anlamına gelir. Yaşlılıkla birlikte düşen bağışıklık, zona hastalığını tetikleyebilir.
Romatizmal hastalıklar, kanser, zatürre, AIDS gibi ciddi sağlık problemleri zona hastalığının sebepleri arasında olabilir. Vücudun hastalığa karşı açtığı savaş yüzünden bağışıklığında düşüklük oluşur ve hastalık yapıcı virüs aktifleşir.
Dengesiz beslenme, hayatın her alanını oldukça etkileyen faktörlerdendir. Kişinin tükettiği besinler, besin miktarı, enerji oranı tarzında detaylara; sağlıklı bir hayat için daima dikkat edilmelidir. Dengesiz beslenmenin yol açacağı vitamin kaybı, zayıf bağışıklık ve enerjisizlik durumları zona hastalığında tetikleyici olabilir.
Kullanılan bazı ilaçlar, bir sistemi olumlu yönde etkilerken bir diğerinde yan etkiler doğurabilir. Herhangi bir hastalığın tedavisi amacıyla alınan ilaç, kişinin bağışıklığında beklenmedik bir düşüş yaratabilir. Bu sebeple zona hastalığını ortaya çıkabilir.
Fiziksel etkenlerin yanı sıra psikolojik sorunlar da zona hastalığını etkileyebilir. Depresyon, aşırı stres ve üzüntünün neden olduğu psikolojik çöküntüler, zona hastalığına yol açan virüsün uyanmasına sebep olur.
Hastalıkların ortaya çıktığı dönemlerde gösterdiği birkaç tipik belirti bulunur. Bu belirtiler aracılığıyla konulabilecek erken tanı, hastalığın daha ağır ve zorlu bir seyre geçmeden önünün kesilmesini sağlar.
Zona hastalığında belirtiler, kişinin yaşı ve bağışıklık sisteminin sağlamlığına göre farklı derecelerde ve sürede oluşur. Hastalığın ilk belirtisi, ilerleyen dönemde döküntü görülecek bölgedeki ağrı, kaşınma ve yanmadır. Ağrı genellikle vücudun tek tarafında ve sadece belirli bir bölgede seyreder.
Ağrıdan sonraki belirti, bölgede döküntüler olmasıdır. Bu döküntüler içi sıvı dolu kabarcıklardan meydana gelir. Kırmızı yama şeklindeki kızarıklık döküntünün tipik bir özelliğidir.
Döküntülerin suçiçeği döküntülerinden ayırt edilmesi için birkaç ayrıntıya önem verilmelidir. suçiçeğinde vücudun pek çok bölgesine yayılmış döküntüler mevcuttur. Zona hastalığı döküntüleri özellikle yüz, boyun, sırt, kalça gibi tek bir alanla sınırlıdır. Bunun yanı sıra vücudun yalnızca bir yarısında oluşur.
Zona hastalığı, sinirleri ve sinir hücrelerini etkilediğinden erken müdahale edilmelidir. İleri evrelerde sinir zedelenmesiyle birlikte işitme ve görme kaybı, yüz felci, kaslarda oynamama, enfeksiyon tarzı daha ciddi sağlık problemleri görülebilir.
Klasik belirtiler dışında görülebilen ve sorun yaratan başka durumlar da vardır. Baş ve karın ağrısı, ateş ve titreme, baş dönmesi, midede bulantı ve ekşime, lenf nodlarında şişme, yorgunluk ve halsizlik ortaya çıkan diğer belirtilerdir.
Belirtilerin hızlıca fark edilmesi ve hastalık ilerlemeden önlemler alınması gidişatı fark ettiren adımlardandır. Özel Viromed Laboratuvarları ve klinisyenleri yardımıyla zona hastalığına en kısa ve pratik şekilde tanı konulabilir, kişinin sağlığına çabucak kavuşması sağlanabilir.
Zona hastalığı hakkında en çok merak konusu olan nokta, hastalığın bulaşıcı olup olmamasıdır. Zona bulaşıcı bir hastalık olarak kabul edilmez. Ancak, zona hastası kişinin yaralarıyla temas eden kişide, daha önce suçiçeği geçirmişse, suçiçeği görülebilir.
Suçiçeği geçiren ya da geçirmeden önce suçiçeği aşısı uygulanan kişiler için zona, bulaşıcı bir hastalık olmaz. Toplumumuzda yaklaşık %90 oranında çocuklukta suçiçeği geçirilir. Bu nedenle çoğu kişinin vücudunda da zona hastalığı virüsü bekler haldedir.
Zona hastası kişi, bağışıklığı düşük olan insanlardan mümkün olduğunca uzak durmalıdır. Hastalık tamamen geçene kadar eller sık sık yıkanmalı, kişisel hijyene özen gösterilmelidir. Eğer zorunluluk durumu yoksa işe ve okula gitmeden ev içerisinde bir iyileşme süreci sağlanmalıdır.
Pek çok hastalıkta olduğu gibi zona hastalığında da erken tanı oldukça önemli konulardandır. Hastalık ilk başladığında basit bir deri hastalığı olarak görüldüğünden genelde doktora gidilmede geç kalınır. Tedavi olmadan iyileşmeyen hastalık, devam ettikçe başka hastalıkları da tetikleyebilir.
Kişinin zona hastalığını kendi kendine teşhis etmesi mümkün değildir. Birçok belirti genel hastalık belirtileri olduğundan sağlıklı bir teşhis koymak oldukça zordur. Bu nedenle tanısının klinik bir ortamda konulması gereklidir.
Enfeksiyon hastalıkları bölümü, zona hastalığı tanısında ilgili tıp dalıdır. Ağrılı ve içi su dolu kesecikler, tanıda en dikkat edilen belirtidir. Gerek görülürse döküntülerdeki kazıntı ya da kabarcıklardaki sıvı alınarak kültür testi yöntemiyle kesin tanı konulabilir.
Tanısı konulan hastalıklarda izlenecek yöntem ve metotlar daha kolay belirlenebilir. Genellikle doktorlar hastanın tıbbi geçmişini ve fizik muayenesini inceleyerek doğru tanıya ulaşır.
Zonada uygulanabilecek kesin bir tedavi yoktur. Sadece hastalığın belirtilerini azaltmak ve ilerlemesini durdurmak amacıyla ilaç tedavisine başvurulabilir. Tedaviye ilk 2 gün içerisinde başlanması, hem komplikasyonların önlenmesi hem de ağrının azalmasında etkilidir.
Tedavide en önemli görev antiviral ilaçlardadır. Virüslere karşı etkisiyle dikkat çeken antiviral ilaçlardan asiklovir ve valasiklovir, zona hastalığı virüsüne özel geliştirilmiş etken maddelerdir. Böylece virüsün etkisinde güçsüzleşme meydana gelir.
Tedavi süresinde B vitamini takviyesi önemli bir diğer husustur. B vitamini vücut direncini artırma özelliğinin yanı sıra zona hastalığının sebep olduğu ağrıların hafiflemesinde de büyük bir rol oynar.
Deri döküntülerine karşı kremle tedavi tavsiye edilir. Kapsaisin kremi isimli ürün, zona hastalığı tedavisinde sıkça kullanılır. Bunun yanı sıra döküntülere yönelik losyonlardan da yardım alınabilir.
Zona hastalarına önerilen birkaç madde, hastalığın etkisinin azalmasında etkili olur. Döküntülerin temiz ve kuru tutulması, dar giysiler giyilmemesi, kaşıntıya günde birkaç kez serinletme yapılması, hafif egzersiz ve yürüyüşler, dengeli bir beslenme takvimi hastalığın tedavisinde kişiye katkısı bulunacak püf noktalardandır.
Zona hastalığının önlenmesi için suçiçeği aşısı ya da zona aşısı yaptırmak, en etkili yöntemdir. Aşılar sayesinde zona hastalığına yakalanma riski belirli bir süre bulunmazken, sonraki dönemde de oldukça az seviyelerde seyreder.
Özel Viromed Laboratuvarlarında tanısı yapılabilen zona hastalığı, kişinin hayatında büyük bir problem olmaktan çıkar. Laboratuvarın güvenli ve hijyenik ortamı, kesin sonuçlara ulaşmayı kolaylaştırır.