Amino asit, içeriğinde amin ve karboksil bulunan bir moleküldür. Amino asitlerin bir birine eklenmesiyle oluşan kısa polimer zincirlere peptit, uzun zincirlere ise polipeptid ya da protein denmektedir. Proteinler ise vücudun ihtiyaç duyduğu makro besin grubunda yer almaktadır.
Bu yazımızda amino asitlerden ve vücudumuzun hangi işlevlerinde görev aldıklarından bahsedeceğiz.
Amino asit, vücudumuzun birçok hayati işlevinde yer alan proteinlerin yapı taşıdır. Amino asitler vücudumuzun protein yapımı, hormon ve nörotransmiter sentezi gibi yaşamsal süreçlerinde gerekli olan yapı taşlarıdır.
Amino asitler esansiyel, koşullu esansiyel ve esansiyel olmayan amino asitler olmak üzere üç farklı sınıfa ayrılır. Koşullu esansiyel amino asitler vücutta sentezlenebilirken, esansiyel amino asitlerin dışarıdan takviye olarak alınması gerekir. Dışarıdan alınması gereken amino asitleri, vücudumuz proteinli gıdalardan sağlayabilmektedir.
Amino asit nitrojen, karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan, değişken bir yan zincir grubu bulunan organik bileşiklerdir.
Vücudumuz 20 farklı amino aside ihtiyaç duyar. Bunların tümü sağlık için önemlidir. Ancak bu amino asitlerin dokuz tanesi esansiyel olup, dışarıdan alınmaları gerekmektedir. Esansiyel amino asitler; treonin, histidin, fenilalanin, izolösin, lösin, lizin, metionin, triptofan ve valindir.
Amino asitler genellikle kas gelişimi ve onarımındaki rolleri ile bilinmektedir. Ancak amino asitler vücutta pek çok başka amaç için de kullanılmaktadır. Dokuz esansiyel amino asidin hepsi doku yapımı, enerji üretimi, bağışıklık sistemi ve besinlerin emilimi gibi vücudun önemli süreçlerinde rol alırlar. Bu nedenle esansiyel amino asit eksikliği üreme, sinir, bağışıklık ve sindirim sistemleri dahil bütün vücudun işlevselliğini etkileyebilir.
Vücudun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için, amino asitlerin düzeyi ve oranı oldukça önemlidir. Günümüzde amino asit düzeyleri kan ve idrar tahlilleri ile ölçülmektedir. Amino asit düzeylerinde oluşan değişiklikler birçok rahatsızlığın gelişmesinde rol oynamaktadır. Bu nedenle eksikliğinin giderilmesi hastalıkların tedavisi için çok önemlidir.
Amino asidin az ya da yetersiz olduğunda, vücudun protein sentezinde bozulmalar meydana gelir. Ancak amino asit düzeyleri kişiler arasında farlılık göstermektedir. Bu nedenle uygulanan testler sonrasında kişilerin amino asit düzeylerinin belirlenmesi ve buna uygun tedavilerin yapılması gerekmektedir. Amino asit seviyesi vücudun vitamin ve mineral gibi diğer takviyelerin gerekliliğini göstermektedir.
Esansiyel amino asitler pek çok gıdada bulunmaktadır. Ancak bazı durumlarda gıda takviyesi olarak, konsantre dozlarda alınmaları gerekebilmektedir. Amino asitlerin sağlık için faydaları şu şekilde sıralanabilir:
Triptofan, nörotransmiter olan serotonin üretimi için gerekli bir amino asittir. Serotonin ise duygu durumu, uyku ve davranışların temel düzenleyicilerindendir. Serotonin seviyesinin düşüklüğü depresif duygu durumu ve uyku bozukluklarına yol açabilmektedir.
Yapılan pek çok çalışma triptofan desteğinin depresyon belirtilerini azaltabildiğini, duygu durumunu ve uykuyu iyileştirdiğini göstermektedir. Altmış kişi üzerinde yapılan 19 günlük bir çalışmada, günde alınan 1 gr triptofanla enerji ve mutluluk düzeylerinin artığı gözlemlenmiştir.
Esansiyel amino asit yorgunluğu azaltmak, atletik performansı artırmak ve egzersiz sonrasında kasları uyarmak için yaygın olarak kullanılır. Direnç antrenmanı yapan 16 atlet üzerinde yapılan bir çalışma amino asit takviyesi performansı ve kas derlenmesini artırarak, kas yorgunluğunun azaldığını göstermektedir.
Yine yapılan pek çok çalışma amino asitlerin yorucu egzersizlerin ardından kas derlenmesini teşvik ettiğini ve yorgunluğu azalttığı göstermektedir.
Kas kaybı olarak da bilinen sarkopeni uzamış hastalıklar ve uzun süren yatak istirahati sonucunda, özellikle yaşlı kişilerde çok sık görülen bir yan etkidir. Esansiyel amino asitler kas yıkımını önlediği gibi yağsız vücut kütlesini de korumaktadır.
Bazı amino asitler yağ kaybının teşvik edilmesinde oldukça etkilidir. Özellikle diyet uygulayanların amino asit seviyelerini ölçtürmeleri tavsiye edilemektedir.
Bazı kişilerce esansiyel olmayan amino asitler, koşullu esansiyel olarak sınıflandırılmaktadır. Bu amino asitler yalnızca hastalık ya da stres gibi özel durumlarda esansiyel olarak kabul edilmektedir.
Örneğin, arjinin koşullu esansiyel amino asit olmasına karşın, vücut kanser gibi önemli hastalıklarla savaşırken arjinin üretememektedir. Bu gibi durumlarda vücudun arjinin gereksinimi karşılamak için dışarıdan arjinin takviyesi yapılır. Bu gibi özel durumlarda dışarıdan alınması gereken amino asitler koşullu esansiyel amino asitler olarak adlandırılmaktadır.
Koşullu esansiyel amino asitler:
Esansiyel amino asitler vücut tarafından üretilememektedir. Bu nedenle bu amino asitlerin mutlaka beslenme yolu ile dışarıdan alınması gerekmektedir. Esansiyel amino asitler en çok et ve yumurta gibi hayvansal proteinlerde bulunmaktadır.
Peynir, yoğurt, yumurta, tavuk, kırmızı et ve balık gibi tam protein kaynakları olan hayvansal gıdalar; bakliyatlar, kabuklu kuruyemişler ve tahıllar ölçülü olarak tüketilmelidir.