Viroloji, mikrobiyoloji ve patolojinin alt dalları arasında yer alır. Virüsler, virüslerin özellikleri, neden oldukları hastalıklar gibi konularla viroloji ilgilenir. Bu alanda çalışmalar yürüten ve araştırma yapan bilim insanları virolog olarak adlandırılır.
Virüsler, normal ışık mikroskopları ile dahi kolayca görünmeyen varlıklardır. Canlı hücreleri enfekte ederek kendini hayatta tutan virüsler, dünya genelinde pek çok hastalığa neden olur. Hayvanlardan bitkilere, bitkilerden arkelere kadar her tür canlıya bulaşabilir; bu nedenle ölümcül tehlikeler doğurabilirler.
Bulaşma yüzdesi oldukça fazla olan virüsler, canlı hayatını tehdit eden ciddi problemler yaratabilir. Başlarda tam olarak nasıl bir sisteme sahip oldukları anlaşılamayan virüslerin varlığı, mikroskopların geliştirilmesi sonucunda kanıtlanmıştır.
Virüslerin diğer canlılardan tamamen farklı özellikler göstermesi sebebiyle ayrı bir bilim dalı altında incelenmesi uygun görülmüştür. Tüm canlılar hücrelerinde hem RNA hem DNA’ya sahipken virüslerde RNA ve DNA asla bir arada bulunmaz. Bu nedenle cansız bir ortamda kendi başlarına üreyebilecek yetenekleri yoktur.
Virüs, sağlıklı bir hücreye saldırdıktan sonra hücrede büyük değişiklikler meydana gelir. Normal şartlarda hücrenin kontrol merkezi çekirdek iken, virüsle enfekte olan hücrede kontrol virüsün elindedir. Kendi genetik materyalini çoğaltarak hücreyi ele geçiren virüs, daha sonra çevre hücrelere, dokulara, organlara yayılır, ardından tüm vücutta istenmeyen durumlar oluşturur.
Hasta olduğu düşünülen kişi herhangi bir viral enfeksiyona yakalanıp yakalanmadığını anlamak amacıyla viroloji testleri yaptırmak isteyebilir. Özel Viromed Laboratuvarları, uyguladığı viroloji testleri ile hasta ve doktorların güvenini kazanmayı başarmıştır.
Pek çok hastalıkta olduğu gibi viral enfeksiyon kaynaklı hastalıklarda da laboratuvar sonuçlarının oldukça büyük bir önemi vardır. Son yıllarda viroloji alanında gelişen testler, kesin tanıya ulaşma süresini kısaltarak hastalığın tedavisinde etkili olmuştur.
Viral enfeksiyonlara kesin tanı koyabilmek için serolojik testler dikkatle uygulanır. Bu yöntemler, bilinmeyen antijen ve antikorların tespitinde rol oynar. Serolojik yöntemlerin birkaçı viroloji alanında da öne çıkar.
Nötralizasyon, virüsün homoloğu olan antikor kullanılarak enfeksiyon yapıcı özelliğinden arındırılması işlemidir. Test, virüslere özgü bir test değildir, toksinler ve enzimler için de uygulanabilir.
Hücrede enfeksiyon yapan virüs, kendisine spesifik oluşmuş antikorla antiviral antikorla karşılaştırılır. Aynı odada yaklaşık 30 – 40 dakika bekletildikten sonra virüs tekrar canlı hücrelere ekilerek etkisinde azalma ya da yok olma görülmesi beklenir.
İmmunfluoresans antikor testi, antijen – antikor reaksiyonu yöntemine dayanan bir testtir. Florokromla boyanmış spesifik antikorlar, bir preparat üzerinde homolog antijenleriyle birleştirilir, uygun mikroskop ışığı altında kolayca fark edilerek incelenir. IFA testi 2 farklı şekilde uygulanabilir:
Direkt IFA testinde, şüpheli antijen içeren örnek temiz lam üzerin yayılır ve üzerine aseton ilave edilir. Daha sonra FITC ile boyanmış antikorlar eklenir. Bir süre bekledikten sonra mikroskopla inceleme yapılır.
İndirekt IFA testinde ise, önce bilinen antijen temiz lam üzerinde konumlanır. Üzerine şüpheli serum eklenir. En son olarak FITC ile boyanmış antiglobulin ilave edilir. Bekleme sonra mikroskop altında muayene başlar.
Enzyme Linked İmmunosorbent Assay şeklinde bir açılıma sahip ELISA testi, virüs enfeksiyonlarında sıkça başvurulan bir yöntemdir. Enzimle işaretlenmiş antikor ve substrat kullanılarak, şüpheli materyaldeki etken ya da etkene karşı oluşan antikorları saptayabilmek amaçlanır. Test, hastalığa ve duruma göre 2 farklı metodla yapılır:
Direkt ELISA testinde, ELISA tableti bilinen antikorla kaplanır. Üzerine şüpheli antijen eklenir. Daha sonra virüse spesifik konjugat ve substrat ilavesiyle test malzemeleri yerlerini almış olur. Testte amaç, antijenlerin varlığının incelenmesidir.
İndirekt ELISA testi, şüpheli serumda mevcut antikor ve titrelerin ölçülmesi için uygulanır. ELISA tabletine şüpheli antijen konur. Sonrasında şüpheli kan serumu, konjugat ve substrat ilave edilir. Böylece test değerlendirmesi başlar.
Virolojik incelemeler, virüslerin sebep olduğu pek çok enfeksiyon ve hastalığı tanımlamada önemli bir rol oynar. Bu nedenle test sonuçlarının hata payının azaltılması adına, güvenilirlik ve tutarlılığın ideal seviyelerde olması gerekir.
İncelenecek örnek, hastalığın erken safhalarında hastadan temin edilmelidir. Enfeksiyonun ilk evrelerinde virüs miktarı fazla ve buna karşın antikor miktarı az olduğundan bu zamanda alınan örnekte izolasyon şansı daha fazla olur. Hastalık etkeninden en çok etkilenen bölgeden örnek alınmalı, mümkün olduğu kadar hijyenik ve aseptik koşullarda işlem gerçekleştirilmelidir.
Virüsler bulundukları ortamın sıcaklık derecesinden oldukça fazla etkilenir. Sıcak hava dolayısıyla yapısı bozulan virüsün etki biçimi ve genetik özellikleri olması gerekenden farklı gözükebilir. Bu nedenle testte kullanmak için alınmış örnekler, kısa sürede laboratuvara ulaştırılmalıdır.
Testte kullanılacak örneğin, vücutta dolaşan örnekle aynı özellikte olması sonuçların doğruluğunu artırır. Örnek, dışarıdan herhangi bir mikroorganizmayla etkileşime girmemeli; hatta klinisyen dahil hiç kimse hiçbir şekilde örneğe temas etmemelidir. Bunun yanı sıra bozulmuş, bekletilmiş, yapısı değişikliğe uğramış örnekler testlerde anormal sonuçlar doğurabilir. Örnek mümkün olduğunca saf ve kolay incelenebilir olmalıdır.
Örnek laboratuvara hemen gönderilmeyecek bir durumda ise 1 – 2 gün bekletilme süresi için +4 derece, daha uzun süreli bekletmeler için -20 derece sıcaklıkta bir ortam oluşturulmalıdır.
Laboratuvara ulaşmış, ancak hemen çalışılamayacak örnekler dondurulmalı, -70 ve üzeri dereceli bir ortamda muhafaza edilmelidir. Örneklerin donması ve çözülmesi, virüslerin aktivasyonunu yitirmesine neden olabilir. Bu nedenle örnek bekletilirken ortam sıcaklığının her zaman sabit tutulması gereklidir.
Testin uygulanacağı hastanın sağlık durumu, test yapılmadan önce mutlaka bilinmesi gereken konular arasındadır. Hastanın kullandığı bir ilaç olup olmadığı, açlık durumu, günlük yaşantıdaki vücut ritmi gibi detaylar; test değerlerinde artma ve azalmaya yol açabilir.
Özel Viromed Laboratuvarlarında tecrübeli klinisyenler ve hijyenik ortam koşulları yardımıyla, virolojik testler en kesin ve hızlı sonuçlar vermektedir. Hastalığın tanısı, teşhisi ve tedavisinde büyük önemi olan viroloji testleri; Özel Viromed Laboratuvarlarında güvenle yaptırılabilir.
Virolojik hastalıklar, virüslerin aktiviteleri sebebiyle ortaya çıkmış hastalıkların genel tanımıdır. Birçok farklı virüs çeşidinden kaynaklanan yüzlerce viral hastalık, viroloji bilimi sayesinde en ince detayına kadar aydınlatılmıştır.
Virüsler tarafından meydana gelen, boğaz ve burunu etkileyen hastalık soğuk algınlığı ya da nezle olarak tanımlanır. Hayatın ilk 6 ayından anneden bebeğe geçen antikorlar soğuk algınlığına karşı koruyucu görev üstlenirken, daha sonraki dönemlerde görülmesi normaldir.
Ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık, kuru öksürük gibi belirtilere soğuk algınlığında oldukça sık rastlanır. Özel bir tedavisi bulunmayan hastalık, genellikle ağrı kesiciler ve burun açıcılar yardımıyla hafif bir seyirle geçer.
Kızamık, çocukluk çağında görülen virüs kaynaklı ve döküntülü bir hastalıktır. Genellikle küçük çocuklarda görülen kızamık, aşı olmamış ya da daha önce kızamık geçirmemiş yetişkinlerde de ortaya çıkabilir.
Burun akıntısı, yüksek ateş, halsizlik tarzı kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyecek pek çok durum; kızamık sonucunda oluşabilir. Bu ilk belirtilerden yaklaşık 2 – 4 gün sonra kızamık döküntüleri ile hastalık tam anlamıyla başlar.
Kızamıkta oluşan döküntü ve ateş 4 – 5 gün, öksürükse 1 hafta 10 gün kadar sürer. Hastalığın belirli bir tedavisi olmamakla birlikte kızamık aşısı, hastalığın bir kez daha geçirilmesini önler.
Kuduz genellikle hayvanlardan bulaşan bir hastalıktır. Hayvan ısırması ve peşine beyin iltihaplanması ile seyreden hastalık, virüs sebebiyle görülür. Bu nedenle kuduz olan hayvanların tanınarak uzak durulması önemlidir.
Kuduz hayvanlar başlangıçta ürkek tavırlar sergiler, sık idrara çıkar, aşırı su içme isteğiyle dolar. Hastalık ilerledikçe ağızdan fazla miktarda salya akışı olur. Kuduz olan hayvan, hastalık bulaştıktan sonra en fazla 1 hafta daha yaşayabilir.
Kişi, kuduz bir hayvan tarafından ısırıldığını düşünüyorsa hemen bir hastaneye ya da sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Yaranın sabunlu su ile dikkatlice yıkanması ve doktorun tavsiyelerinin dinlenmesi, kuduzun önlenmesinde etkilidir. Ayrıca kuduz aşısı, günümüzde kuduz riski var olduğunda tercih edilen tedavilerden biridir.
Çocuk felci ya da diğer ismiyle poliomyelit, bulaşıcı ve tehlikeli viral hastalıklar arasında yer alır. Poliovirüs türünde bir virüsün saldırısı sonucu sinir sisteminin etkilendiği çocuk felci, genel olarak yaşı 5 ve altı olan çocukları tehdit eder.
Çocuk felci ortaya çıktıktan sonra virüsü durdurabilecek ya da virüse etki edecek bir ilaç henüz keşfedilmemiştir. Bu nedenle çocuk felci riskine karşı bebekten çocuk felci aşısı uygulanması en güvenli yöntemdir.
Küçük boyutuna rağmen canlı hayatında oldukça büyük bir yer tutan virüsler ve viral hastalıklar, birkaç önlem ve tedaviyle büyük ölçüde etkisiz hale getirilebilir. Özel Viromed Laboratuvarlarında yapılan viroloji testleri, bu hastalıkların yok olmasında veya önlenmesinde önemli bir yer tutar.