Atatürk Bulvarı No:237/26 Kavaklıdere 06680 Ankara

Koagülasyon Testleri

Koagülasyon Nedir?

Kelime anlamı olarak koagülasyon, pıhtılaşma olarak tanımlanabilir. Ancak koagülasyon mekanizmasını sadece tek bir kelimeyle açıklamak yeterli olmaz. Vücudun canlılığını sürdürülebilmesi için koagülasyon olayları düzenli çalışmalıdır.

Kan damarlarından olası bir yaralanma halinde devreye giren koagülasyon sistemi, vücutta fazla kan çıkışını engellemeyi ve yaradan alınacak hasarı en aza indirgemeyi amaçlar. Gerçekleşen birtakım reaksiyon ve işlemler sonucu kanamanın olduğu bölgede pıhtı oluşması ve kanamanın sonlanmasıyla mekanizma tamamlanmış olur.

Koagülasyon, oldukça karmaşık ve kompleks bir süreçtir. Kan damarı duvarında herhangi bir hasar meydana geldiğinde, hasarlı bölgeye kan akışını azaltmak için damar kendini daraltır. Damar iç duvarına yerleşik olan hücreler, koagülasyon mekanizmasında görevli pek çok hücreyi ve sistemi aktif eder.

Aktiflenen hücreler hasarlı bölgede birbirlerine sıkıca tutunarak bir tıkaç meydana getirir. Böylece pıhtılaşmanın ilk ve en önemli adımı gerçekleşir. Tıkacın üzerine katılan diğer faktörler ve fibrin ağları, kanamayı durduracak gücün elde edilmesini sağlar. Bundan sonra geriye, kanama bölgesinin içeriden tamiri kalır.

Koagülasyon, kanamayı durdururken damarda oluşabilecek bir tıkanıklığı da engeller. Böylece vücudun iç dengesini bozmadan etkili bir iyileşme süreci geçirilmesinde rol alır. Vücuttaki kan dolaşımının ve bu dolaşımdaki hücrelerin devamlılığı, koagülasyon mekanizması ile sağlanır.

Özel Viromed Laboratuvarları, koagülasyonun her bir aşamasını detaylı inceleyerek laboratuvara gelmiş hastaların pıhtılaşma sorunu olup olmadığını kontrol eder. Bu kontrol için yapılması gereken koagülasyon testleri, laboratuvarımızın yaptığı testler içindedir.

Koagülasyon Testleri Nasıl Yapılır?

Koagülasyon testleri, kanamaya eğilimli hastalarda herhangi bir tedavi sürecinden önce başvurulan yöntemdir. Kanama riskinin değerlendirilmesini sağlayan koagülasyon testleri, pıhtılaşma mekanizması süresince aktif rol alan pek çok etkenin ayrı ayrı incelenmesiyle yapılır.

Test için, ilk önce hastadan kan örneği alınması gerekir. Alınan kan örneği, yapılacak teste uygun bir tüpte muhafaza edilmeli ve tüpün üzerine hastanın bilgileri not düşülmelidir. Koagülasyon test sonucunun mümkün olduğunca hızlı çıkması, testin hata riskini azaltır.

Yetişkinlerde kan, sitratlı tüplere konulmalıdır. Kan alındıktan sonra 2 – 3 sefer hafifçe alt üst edilmeli, ancak asla çalkalanmamalıdır. Ayrıca, tüpte bulunan kan, test için gerekli miktardan az ise, test uygulanmamalıdır.

Koagülasyon testi sonuçları kısmen de olsa yanıltıcı olabilir. Bunun sebebi, testlerin hemostatik mekanizmayı tam anlamıyla yansıtamamasıdır. Protrombin zamanı, aktif parsiyel tromboplastin zamanı, fibrinojen düzeyi, trombin zamanı ve trombosit sayımı koagülasyon testlerinin birkaçıdır.

Protrombin Zamanı

En sık kullanılan koagülasyon tarama testi türüdür. Oral yolla alınan antikoagülanların takibi ve pıhtılaşma faktörlerinden faktör 2, faktör 7, faktör 10’un; protrombinin ve fibrinojenin eksik olup olmadığı test edilir. Ekstrensek pıhtılaşma yolu incelenir.

Aktif Parsiyel Tromboplastin Zamanı

İntrensek yolak ve ortak yolakta rol alan faktörlerin fonksiyonunu incelemede tercih edilen testtir. Faktörlerde herhangi bir eksiklik ya da işlev bozukluğu bulunuyorsa test değerleri olması gerekenden yüksek çıkar.

Trombin Zamanı

Fazla miktarda trombin eklenmiş plazma incelenerek yapılan testtir. Trombine bağlı gerçekleşen pıhtılaşmanın son aşamasını incelenir. Bu aşamada, fibrinojenin fibrine dönüştüğü görülür. Numunedeki hepatit varlığı, test sonucunda beklenmedik değişikliklere neden olabilir.

Fibrinojen Testi

Plazmaya trombin eklenmesi ve sonrasında pıhtılaşma zamanının ölçülmesi yöntemine dayalı bir testtir. Yaşı büyük kişilerde, kadınlarda ve gebelerde fibrinojen miktarının yüksek olması gerektiği unutulmayarak test yapılmalıdır.

Özel Viromed Laboratuvarları, koagülasyon testleri yapılırken uyulması gereken tüm kuralları uygulayarak güvenli ve kesin sonuçlar elde etmenizi sağlar. Laboratuvarların hijyenik ortamı, test sonucunuzun hem hızlı hem en doğru şekilde sizlere ulaşmasına yardımcı olur.

Koagülasyon Testlerini Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Laboratuvar sonuçları, hastalığın tanısını koymada oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle, test sonuçlarının hatalı çıkmasına neden olabilecek her tür faktörü bilmeli, testi etkilemesini engellemeliyiz.

Hastanın Öyküsü

Hastanın kişisel sağlık geçmiş, test sonuçlarının yanıltıcı olmasında etkilidir. Örneğin gebe bir kadında artmış fibrinojen miktarı olağan bir durum iken, gebe olmayan kişilerde görülmemesi gereken bir durumdur.

Numunenin Durumu

Koagülasyon testinde kullanılacak numunenin durumu, test sonucunda oldukça önemlidir. Numunenin saflığı bozulmuşsa, dışarıdan herhangi bir etken sebebiyle içerisine normalde bulunmayan maddeler bulunuyorsa, yanlış sonuçlar ortaya çıkabilir.

Kan Alım Zamanı

Gün içerisinde tüketilen besinler, yapılan aktiviteler gibi durumlardan etkilenen koagülasyon testleri için alınacak kanın vaktine dikkat edilmelidir. Yaklaşık 10 – 12 saat açlık sonrası, sabah saatlerinde alınan kan, koagülasyon testinde kullanılmaya en uygun numunedir. Bu 10 – 12 saatlik süreçte, sadece su tüketilmeli ve özellikle sigara, çay ve kahveden uzak durulmalıdır.

Kullanılan İlaçlar

Hasta tarafından kullanılan ilaçlar, birçok testte olduğu gibi koagülasyon testinin sonuçlarını da etkiler. Bu nedenle, hastanın düzenli kullandığı bir ya da birkaç ilaç varsa, test yaptırmadan önce doktoruna bilgi vermesi önerilir. Doktor aksine söylemedikçe ilaç alımına devam edilmesinde herhangi bir sakınca görülmez.

Vücut Ağırlığı ve Kas Dokusu

Koagülasyon testlerinde alınan numune kadar, numune sahibinin fiziksel özellikleri de önem taşır. Vücut ağırlığı ve kas yoğunluğuna göre artabilen moleküllerin test sonucunda fazla çıkması, beklenen durumlardan olur. Bu nedenle sadece sonuca bakarak bir tahminde bulunmak, bazen doktoru ve hastayı yanıltabilir.

Bakteriyel Kontaminasyon

Hastadan alınan kan, bakterilerle kirlenmiş ve saflığını yitirmişse, koagülasyon testi sonucu farklı çıkabilir. Bu nedenle, kanın sızdırmaz ve dışarıdaki maddelerle etkileşime geçmeyecek bir kapta muhafaza edilmesi önerilir.

Koagülasyon testi, birçok farklı faktörden etkilenerek doktorların hastanın sağlık durumuyla ilgili yanlış bir fikre kapılmasına yol açabilir.

Özel Viromed Laboratuvarları, bu faktörlerin test sonucunu değiştirmemesi için oldukça dikkatli ve titiz bir çalışma sürdürür. Böylece hastaların güvenini kazanmayı başarmıştır.

Koagülasyon (Pıhtılaşma) Hastalıkları Nelerdir?

Pıhtılaşma bozuklukları, koagülasyon mekanizmasının herhangi bir aşamasında ortaya çıkan sorunlardan kaynaklanır.

Hastanın hayatını ciddi derecede etkileyen bu hastalıklar, kalıtım yoluyla anne babadan çocuklara geçebilir ya da sonradan meydana gelebilir.

Koagülasyon hastalıkları mutlaka klinik açıdan takip edilmeli, mümkünse tedavi planı oluşturulmalı ve etkileri en aza indirgenmelidir. Tedavi edilmeyen vakalar, aşırı kan kaybına bağlı ölüm gibi çok ciddi sonuçlara sebep olabilir.

Trombositopeni

Kanda bulunan platelet isimli hücrelerin sayısının azalmasıyla birlikte seyreden hastalığa trombositopeni denir.

Plateletler normalde kanamanın olduğu bölgede pıhtılaşmayı sağlayan elemanlardandır. Platelet azalması durumunda ilk belirtiler, hafiften ağıra farklı karakterlerde ve çok sayıda kanamadır.

Hafif seyirli bir trombositopenide tedavi gerekmezken, ağırlaşmış trombositopeni hastaları ilaç kullanımıyla sağlıklarını düzene sokabilir.

Von Willebrand Hastalığı

Kanda bulunan Von Willebrand faktörü, normal şartlarda kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan proteinlerdendir. Bu proteinin kandaki miktarı azalmış ya da işlevselliği zarar görmüşse, ortaya çıkan hastalık Von Willebrand hastalığı olarak adlandırılır.

Neredeyse her zaman kalıtsal yollarla oluşan Von Willebrand hastalığı, nadiren olsa da ilerleyen yaşlarda görülebilir. Genellikle herhangi bir belirtisi yoktur, koagülasyon testleriyle hastalığın tespiti yapılır.

K Vitamini Eksikliği

K vitamininin vücuda yeterli miktarda alınamaması, alınan K vitamininin emiliminde bozukluk olması ya da vücutta az miktarda K vitamini üretilmesi sonucu K vitamini eksikliği görülür.

Kolay morarma, burun ve diş etlerinde kan sızıntısı ve ağır kanamalar K vitamini eksikliğinin belirtileri arasında yer alır. Genellikle dışarıdan takviye şeklinde K vitamini verilmesi, hastalığın tedavisi için önerilir.

Hemofili A ve Hemofili B Hastalığı

Eklem içinde ve kas içinde meydana gelen kanamalar şeklinde ortaya çıkan hastalığa hemofili denir. Pıhtılaşma faktörlerinden faktör 8 eksikliğinde hemofili A, faktör 9 eksikliği ise hemofili B şeklinde sınıflandırılır.

Nadir gelişen kalıtsal hastalıklardan kabul edilen hemofili tedavisi için replasman yöntemi tercih edilir. Vücuttaki eksik pıhtılaşma faktörleri, bu yöntemle toplardamara damlatılır; böylece eksiklik giderilmiş olur.

Koagülasyon testleri aracılığıyla tespit edilen pek çok pıhtılaşma hastalığı, erken tanı ve tedavi ile hastanın hayatını terk etmektedir. Özel Viromed laboratuvarlarında yaptırabileceğiniz koagülasyon testleri sonucu hastalığınızı öğrenebilir, en kısa sürede sağlıklı bir hayata kavuşabilirsiniz.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Koagülasyon, kandaki küçük çekirdeksiz kan pulcuk hücresi ile kanın havayla teması sonrası tortu oluşturmasıdır. Pıhtılaşma olarak da bilinir. Kanın pıhtılaşamaması durumunda hemofili hastalığı ortaya çıkar.

Kanda görülen pıhtılaşma bozukluklarına tanı koyabilmek için APTT testi yapılır. Bu test ile, pıhtılaşma faktörlerinde oluşan eksiklik veya bozukluk tespit edilebilir. Özellikle cerrahi operasyonlardan önce kullanılmaktadır. Böylece, kanama ile ilgili riskler daha net değerlendirilebilir.

Vücutta doku ve organlarda bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşına yenik düşmesi neticesinde oluşan hasara sepsis adı verilir. Sepsis, organ yetmezliklerine, hatta yaşam kaybına sebep olabilir.Dünyada, sepsis sebebiyle her 3 saniyede bir kişi hayatını kaybetmektedir. Enfeksiyon hastalıklarında görülen yaşam kaybının çoğu sepsis kaynaklıdır.Sepsis belirtileri aşırı titreme, kas ağrısı, sersemlik, ateş, nefes darlığı, solgun renkli bir cilt, gün boyu idrar yapamama ve ölecekmiş hissiyatıdır.

Normalde 37°C olan vücut sıcaklığının, 35°C altına düşmesi halinde meydana gelen rahatsızlık hipotermi olarak adlandırılır.Genellikle kar, soğuk su, rüzgar ve yağmura çok uzun süre maruz kalma halinde tetiklenir. Çünkü, insan vücudu bulunduğu ortamla ısı alışverişi yapar ve vücut ısısı bu doğrultuda değişiklik gösterebilir.

Antikoagülan, kanın pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan bir maddedir. Kanama riski açısından hastaların yakından izlenmesi ve dikkatle değerlendirilmesi çok önemlidir.

Koagülasyon hangi tüpe alınır? Koagülasyon tüpleri, yeşil kapaklı tüplerdir. Bu tüpler lityum veya sodyum heparin içeren antikoagülanlardır. Heparin, tromboplastini ve trombini inaktivite eder ve koagülasyon sürecini doğal olarak durdurur.

Şiddetli epistaksis bulunan hastaların yaklaşık yarısında kanama zamanını etkileyen hastalıklar bulunur. Bu hastalıklar, edinsel bozukluklar veya kalıtsal etmenlerden kaynaklı olabilir.Trombositopeni de bu bozuklukların sebeplerinden biridir. Trombosit sayısı 20.000’in altında olan hastalarda, rastgele kanamalar görülebilir. Ayrıca, non steroid anti inflamatuar ilaçlar, aspirin gibi etmenler de hastalıkları etkilemektedir.Kronik alkol alımı, trombosit fonksiyon bozukluklarına ve kanama zamanının artmasına sebep olabilir.